Boşanma Davası Nedir?
Boşanma davası, evlilik birliğinin mahkemenin boşanma kararıyla sona erdirilmesi için açılan inşai nitelikte bir dava türüdür. Boşanma davaları, anlaşmalı ve çekişmeli boşanma davası olmak üzere iki farklı şekilde açılabilir.
Boşanma davasının nasıl açılacağı, anlaşmalı veya çekişmeli boşanma davalarından hangisinin tercih edildiğine göre değişir. Ancak, her iki tür boşanma davası da Aile Mahkemesi’nde açılır. Boşanmak isteyen taraflardan biri iki nüsha dava dilekçesi, varsa eklemek istediği belgeleri ve nüfus cüzdan fotokopisini ekleyerek Aile Mahkemesi’nde boşanma davası açabilir. Boşanma davası dilekçesi, boşanma sebeplerini, bu sebeplerin nasıl ispat edileceğini, tanıkların ad-soyad ve adreslerini, bazı kurumların elinde olup mahkemeden yazı yazılarak getirtilmesi talep edilen belge veya kayıtlara ilişkin açıklamaları da içermelidir.
Çekişmeli Boşanma Davası Nasıl Açılır?
Çekişmeli boşanma davaları, taraflar arasında boşanmaya esas teşkil eden vakıaların çekişmeli olduğu boşanma davalarıdır. Çekişmeli boşanma davası, Medeni Kanun m.161-m.166 arasında düzenlenen hem “genel” hem de “özel” boşanma sebeplerine dayanılarak açılabilir:
1. Çekişmeli boşanma davasında genel boşanma sebepleri: Örneğin, şiddetli geçimsizlik, mizaç uyuşmazlığı nedeniyle sürekli tartışma, tehdit, hakaret, şiddet, güven sarsıcı davranışlar, cinsel ilişkiden kaçınma, eşi doğal olmayan yoldan cinsel birleşmeye zorlama, eşlerin aile bireylerine kötü davranması, hakaret etmesi, evlilik yükümlülüklerini yerine getirmeme gibi evlilik birliğinin temelinden sarsılması neticesine yol açan, her olayda ayrı ayrı değerlendirilmesi gereken sınırsız sayıda neden “genel boşanma nedenleri” arasında yer alabilir. Genel boşanma nedenleri, evlilik birliğini temelinden sarsan her türlü olay olarak tanımlanabilir.
2. Çekişmeli boşanma davasında özel boşanma sebepleri: Özel boşanma sebepleri Medeni Kanun’da sınırlı sayıda belirlenmiştir. Kanunda belirlenen bu nedenler dışında özel boşanma sebebine dayalı dava açılamaz. Özel boşanma sebeplerine dayalı çekişmeli boşanma davası açan eş, sadece özel boşanma sebebini ispatlamakla yükümlüdür. Karşı tarafın kusurlu olduğunu ispat yükümlülüğü yoktur. Özel boşanma sebeplerine dayanan çekişmeli boşanma davası açma sebepleri şunlardır:
Çekişmeli boşanma davasında sadece boşanma sebepleri değil, boşanmada hangi tarafın daha kusurlu olduğu, maddi ve manevi tazminat, nafaka, velayet, ev eşyalarının paylaşımı vb. gibi konularda çekişmenin yaşandığı bir dava türüdür. Mal paylaşımından kaynaklanan katılma alacağı veya katkı payı alacağı davaları ise ayrı bir mal paylaşımı davası şeklinde açılmalıdır.
Çekişmeli boşanma davası açan davacı, davalı taraftan daha fazla kusurlu ise boşanma davası reddedilir. Az kusurlu eş, boşanmaya karşı çıkarsa boşanma kararı verilemez.
Çekişmeli boşanma davasında genel ve özel boşanma sebeplerine ilişkin ayrıntılar yazımızın ilerleyen bölümünde açıklanmıştır.
Anlaşmalı Boşanma Davası Nasıl Açılır?
Anlaşmalı boşanma davası, herhangi bir adliyedeki aile mahkemesinde açılabilir. Yetkili mahkemenin belirlenmesi açısından tarafların ikametgahının bir önemi yoktur. Taraflar uygun gördükleri bir adliyenin aile mahkemesinde anlaşmalı boşanma davası açabilirler. Anlaşmalı boşanma davasının en önemli unsuru anlaşmalı boşanma protokolü olarak kabul edilir. Aile mahkemesi, tarafların hazırladığı anlaşmalı boşanma protokolünü esas alarak boşanma kararı verir.
Çekişmeli boşanma davasında uygulanan usuller anlaşmalı boşanma davasında uygulanmaz; yani karşı tarafa tebligat gönderme, cevap dilekçesi veya ön inceleme aşaması gibi aşamalar geçilerek doğrudan duruşma günü verilir. Tarafların hazırlayarak imzaladığı protokol aile mahkemesi hakimi tarafından duruşmada onaylanarak boşanma kararı verilir.
Boşanma Davası Nerede Açılır? Yetkili ve Görevli Mahkeme
Boşanma davası, aile mahkemesinde açılır. Aile mahkemesi, TMK 184. maddede yer alan özel usul kurallarını da dikkate alarak genel hükümlere göre yargılama yapar.
Yukarıda açıkladığımız üzere anlaşmalı boşanma davası herhangi bir adliyenin Aile Mahkemesi’nde açılabilir. Örneğin, taraflar İstanbul-Bakırköy’de ikamet etse bile İstanbul Anadolu adliyesinin Aile Mahkemesi’nde anlaşmalı boşanma davası açabilirler.
Çekişmeli boşanma davasında ise bazı yetki kuralları vardır. Çekişmeli boşanma davasına bakmaya yetkili mahkeme ise şu şekilde belirlenir:
-
Davalı tarafın yerleşim yeri aile mahkemesinde çekişmeli boşanma davası açılabilir.
-
Davacı tarafın yerleşim yeri aile mahkemesinde çekişmeli boşanma davası açılabilir.
-
Boşanmak isteyen eşlerin son 6 aydan beri ikamet ettikleri yerdeki aile mahkemesinde çekişmeli boşanma davası açılabilir.
Çekişmeli Boşanma Davasında Yargılama Usulü
Aile Mahkmesi’ne bir dava dilekçesi verilerek çekişmeli boşanma davası açılır. Davalı tarafın, dava dilekçesinin tebliğinden itibaren 2 hafta içinde cevap dilekçesi verme hakkı vardır. Dava ve cevap dilekçesinde dayanılan deliller ayrı ayrı gösterilmelidir. Davacı, davalının verdiği cevap dilekçesinin kendisine tebliğ edilmesinden itibaren 2 hafta içinde karşı bir cevap dilekçesi verebilir. Davalı da davacının verdiği cevap dilekçesinin kendisine tebliğinden itibaren 2 hafta içinde bir cevap dilekçesi verebilir. Özetle, her iki taraf da olayları tartışmak için mahkemeye ikişer adet dilekçe vermektedir.
Delillerin ise kural olarak verilen bu dilekçelerde gösterilmesi, hangi olayın hangi delille ispatlanacağının da belirtilmesi gerekir. Dilekçelerin verilmesinin hemen akabinde, dilekçelerde tanık deliline dayanılmışsa, tanıkların ad-soyad ve iletişim bilgilerinin gösterildiği bir “tanık listesi dilekçesi” verilebilir. Ancak, tanıkların dava dilekçesi ile cevap dilekçelerinde gösterilmesi usulen daha yerindedir.
Dilekçeler aşaması bittikten sonra aile mahkemesi her iki tarafı ilk duruşmaya çağıracaktır. Bu duruşmanın adı, “ön inceleme duruşması“dır. Ön inceleme tek duruşmada tamamlanır, zorunlu hallerde ikinci bir ön inceleme duruşması yapılabilir. Ön inceleme duruşmasında davacı ve davalı tarafa, dilekçelerinde gösterdikleri belgeleri sunmayan veya belgelerin getirtilmesi için gerekli açıklamayı yapmayan tarafın bu delillere dayanmaktan vazgeçmiş sayılmasına karar verilir.
Ön inceleme duruşmasından sonraki duruşmalar tanıkların dinlendiği, delillerin getirtilerek tartışıldığı “tahkikat duruşması” aşamasıdır. Her olayın özelliğine göre farklılık arzetmekle birlikte tahkikat duruşmaları birden fazla kere yapılabilir. Tarafların tüm delillerinin toplanarak tartışıldığı tahkikat duruşmalarının sonunda “sözlü duruşma” yapılarak taraflar son kez dinlenir ve boşanma davası hakkında hüküm verilir. Çekişmeli boşanma davasındaki bu süreç yaklaşık olarak 1 yıl ile 3 yıl arasında sürmektedir.
Boşanma davasında yargılama, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununa göre yukarıda anlattığımız genel hükümlere tâbidir. Ancak, hem çekişmeli hem de anlaşmalı boşanma davasında uygulanması gereken MK. m.184’teki özel kurallar da şu şekildedir:
-
Hâkim , boşanma veya ayrılık davasının dayandığı olguların varlığına vicdanen kanaat getirmedikçe, bunları ispatlanmış sayamaz.
-
Hâkim , bu olgular hakkında gerek re’sen, gerek istem üzerine taraflara yemin öneremez.
-
Tarafların bu konudaki her türlü ikrarları hâkimi bağlamaz.
-
Hâkim , kanıtları serbestçe takdir eder.
-
Boşanma veya ayrılığın fer’î sonuçlarına ilişkin anlaşmalar, hâkim tarafından onaylanmadıkça geçerli olmaz.
-
Hâkim , taraflardan birinin istemi üzerine duruşmanın gizli yapılmasına karar verebilir.
Çekişmeli Boşanma Davasında İspat ve Deliller
Çekişmeli boşanma davasında boşanma sebebi olarak gösterilen olaylar her somut olayın özelliklerine göre çeşitli delil araçlarıyla ispatlanabilir. Çekişmeli boşanma davasında delil araçları şunlardır:
-
Tanık ifadeleri,
-
Telefon görüşme kayıtları veya içerikleri, mesajlar, whatssap içerikleri vb.
-
Çekişmeli boşanma davasına esas teşkil eden olayları ispatlamak amacıyla usulüne uygun alınmış ses veya görüntü kaydı,
-
Sosyal medya paylaşımları, mesajları veya gönderileri (instagram, facebook, twitter, twitch, telegram vb.),
-
Uçak veya otel kayıtları, güvenlik kamerası görüntüleri (özellikle aldatma olgusuna dayanan çekişmeli davalarda),
-
Fotoğraflar, video kayıtları vb. her türlü delil,
-
Banka kayıtları, kredi kartı ekstresi vb. deliller (harcamaların hesaplanması, harcamalar üzerinden hem gelir düzeyinin tespit edilmesi hem de boşanma sebebi olacak olguların tespit edilmesi için),
-
Açılmış bir ceza davası dosyası da çekişmeli boşanma davasında delil olarak gösterilebilir.
Zina (aldatma) sebebine dayalı çekişmeli boşanma davalarında ise, Yargıtay tarafından ayrıca şu kriterler belirlenmiştir:
-
Kadın veya erkeğin yalnızken ortak konuta karşı cinsten birini alması zinanın varlığına işaret eder.
-
Eşlerden birinin karşı cinsten biriyle düzenli bir şekilde gece-gündüz telefonda görüşmesi zinanın varlığına işaret eder.
-
Eşlerden biri evlilik dışı ilişkiye girdiği başka bir kişiden çocuk sahibi olduğu takdirde zina (aldatma) olgusu ispatlanmış olur.
Günümüzde delil araçlarını sınırlamak mümkün değildir. Bu nedenle her somut olayda çekişmeli boşanma davasında kullanılacak delillerin hangileri olduğu ayrı ayrı değerlendirilmesi gerekir. Çekişmeli boşanma davasında tek delille boşanma kararı verilmesi mümkün olduğu gibi olayı tam olarak ispat etmeyen çok sayıda delille de boşanma talebi reddedilebilir.
Anlaşmalı Boşanmanın Çekişmeli Boşanma Davasına Dönüşmesi
Anlaşmalı boşanma yönünde oluşan karar kesinleşinceye kadar eşlerin bu yöndeki diğer bir ifadeyle gerek boşanmanın mali sonuçları, gerekse çocukların durumu hususunda kabul edilen düzenlemeleri kapsayan irade beyanından dönmesini engelleyici yasal bir hüküm bulunmamaktadır. Türk Medeni Kanunu’nun 166/3. maddesi gereğince boşanmalarına karar verilse dahi davalının anlaşmalı boşanma hükmünü gerçekleşen anlaşmaya rağmen temyiz etmesi anlaşmalı boşanma yönündeki iradesinden rücu niteliğinde olup, bu halde anlaşmalı boşanma davasının “çekişmeli boşanma” (TMK m. 166/1-2) olarak görülmesi gerekir (Yargıtay 2. Hukuk Dairesi-K.2021/7386).
Dava Türk Medeni Kanunu’nun 166/1. maddesi uyarınca açılan boşanma davasıdır. Her ne kadar dava çekişmeli boşanma davası olarak açılmış ise de taraflar mahkemenin 19.02.2020 tarihli duruşmasında her konuda anlaştıklarını belirtmişlerdir. Mahkemece tarafların evlendikleri tarihten davanın açıldığı tarihe kadar bir yıllık sürenin geçtiği, tarafların karşılıklı olarak boşanmayı kabul ettiği, boşanmanın tali ve mali sonuçları hakkında anlaştıkları mahkemece de uygun görüldüğünden Türk Medeni Kanunu’nun 166/3. maddesi gereğince tarafların boşanmalarına dair yaptıkları anlaşmaya uygun olarak dava kabul edilmiştir. Davalı kadın erkeğin anlaşmaya uymadığını, verdiği sözleri yerine getirmediğini belirterek hükmü temyiz etmiştir. Bu halde anlaşmalı boşanma davasının “çekişmeli boşanma” (TMK m. 166/1-2) olarak görülmesi gerekir. Mahkemece dosya kapsamında toplanan tüm deliller değerlendirilerek davanın kaldığı yerden çekişmeli boşanma davası olarak devam etmesine ve gerçekleşecek sonucu uyarınca karar verilmek üzere hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir (Yargıtay 2. Hukuk Dairesi-K.2020/4270).
4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 166 ncı maddesinin birinci fıkrasında, evlilik birliği, ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olursa, eşlerden her birinin boşanma davası açabileceği belirtilmiştir. Yine aynı maddesinin üçüncü fıkrasında evlilik en az bir yıl sürmüş ise, eşlerin birlikte başvurması ya da bir eşin diğerinin davasını kabul etmesi hâlinde, evlilik birliğinin temelinden sarsılmış sayılacağı belirtilerek bu şartların oluşması halinde tarafların anlaşmalı olarak boşanmalarına karar verileceği düzenlenmiştir. Somut olayda davacı kadının dava dilekçesi ile davalı ile anlaştıklarını belirtilerek anlaşmalı olarak boşanmalarına karar verilmesini talep ettiği, davalı erkeğin 17.09.2019 tarihli duruşmada anlaşmalı olarak boşanmak istemediğini beyan ettiği ve davanın böylece çekişmeli boşanma davasına dönüştüğü anlaşılmaktadır. Bu durumda mahkemece yapılacak iş taraflara iddia ve savunmalarının dayanağı bütün vakıaların sıra numarası altında açık özetlerini içeren beyan ile iddia ve savunmanın dayanağı olarak ileri sürülen her bir vakıanın ispatını sağlayacak delillerini sunmak ve dilekçelerin karşılıklı verilmesini sağlamak üzere süre verilip ön inceleme yapılarak tahkikata geçildikten sonra usulüne uygun şeklide gösterilen deliller toplanarak gerçekleşecek sonucu uyarınca karar verilmekten ibarettir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir (Yargıtay 2. Hukuk Dairesi-K.2021/5280).
Mahkemece davalı-karşı davacı erkeğin, karşı boşanma davasının cevap süresi içinde açılmadığı gerekçesiyle karşı davanın reddine karar verilmiştir. Kural olarak, “karşı dava”, esas davaya cevap süresi içinde açılmalıdır ( HMK m. 133/1). Cevap süresi içinde açılmayan karşı davanın ayrılmasına karar verilir (HMK m.133). Ancak, boşanma davalarında; tarafların kusurlarının belirlenmesi, boşanmanın fer’i (eki) niteliğindeki, maddi ve manevi tazminat (TMK m.174/1-2), yoksulluk nafakası (TMK m. 175), velayet gibi taleplerin sağlıklı olarak değerlendirilip isabetli karar verilebilmesi, bir kısım taleplerin de incelenmez hale gelmemesi için; kural olarak, boşanma konusunda birden çok dava varsa, bunların birlikte görülmesi; hem adaletli bir karar için, hem de usul ekonomisi bakımından gereklidir. Süresinde açılmayan karşı boşanma davasının ayrılmasına karar verilse bile, Hukuk Muhakemeleri Kanununun 166/1. maddesi uyarınca tekrar birleştirilmesine karar verilmesi gerekeceğinden, davanın ayrılmasında da “usul ekonomisi” ilkesi gereğince, bir yarar bulunmamaktadır. Bu nedenlerle, süresinde açılmamış olsa bile, karşı boşanma davasının esasına girilerek bir karar verilmesi gerekir. Mahkemece, bu husus gözetilmeyip, karşı davanın süresinde olmadığından bahisle reddine karar verilmesi bozmayı gerekmiştir (Yargıtay 2. Hukuk Dairesi - Karar No:2017/3638).
Anlaşmalı boşanma davasında, mirasçılar sağ kalan eşin herhangi bir kusurunu kanıtlayamayacaktır. Bu tür boşanma davalarında sağ kalan eşin kusurunu ölen eş bile tartışmaz ve dahi tartışmaya açmazken ölenin mirasçılarının bunu gerçekleştirmesi kabul edilemez. ( Dairemizin 18.09.2017 tarih 2016/8497 tarih 2016/8497 esas 2017/9546 karar sayılı ilamı). Bu durumda, mahkemece davalının ölümü ile evlilik birliği sona erdiğinden konusuz kalan boşanma davası hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmesi doğru ise de; yukarıda da açıklandığı üzere anlaşmalı boşanma davasında ( TMK m. 166/3) kusur belirlemesi yapılması mümkün olmadığında, davalı mirasçısının kusur belirlemesine yönelik talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde kusur belirlemesi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir (Yargıtay 2. Hukuk Dairesi- K.2021/2334).
Anlaşmalı Boşanmanın Çekişmeli Boşanma Davasına Dönüşmesi Halinde Taleplerin Akıbeti
Dava, anlaşmalı boşanma davası (TMK m. 166/3) olarak açılmış, anlaşma sağlanamaması üzerine dava çekişmeli boşanma davasına (TMK m. 166/1-2) dönüşmüştür. Davalı kadın duruşmada ziynet alacağı sebebi ile 15.000 TL maddi tazminat talebinde bulunmuştur. Mahkemece davalı kadın lehine ziynet alacağı bedeli olarak 15.000 TL maddi tazminata hükmetmedilmiştir. Ziynet alacağı boşanmanın feri (eki) niteliğinde değildir. Davalı kadının bu talebi yönünden usulüne uygun olarak açılmış bir dava bulunmadığından ziynet alacağı talebi ile ilgili karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir (Yargıtay 2. Hukuk Dairesi - K.2019/7254).