Sigorta hukuku davalarında uyuşmazlığın niteliği ve görevli mahkemenin tespiti büyük önem taşır. Sigorta davalarında uyuşmazlığın türü, dava öncesi arabuluculuk sürecinin zorunlu olup olmadığını belirler.
Uygulamada sigorta şirketine karşı açılan her davanın ticari nitelikte ve görevli mahkemenin de ticaret mahkemesi olduğu gibi yanlış değerlendirmeler yapılabilmektedir. Oysa, sigorta şirketinin taraf olduğu her dava ticari nitelikte olmayıp, tüketici hukuku veya borçlar hukuku genel hükümlerine tabi de olabilir.
Zarar Görenin Doğrudan Sigorta Şirketine Başvurması Halinde Görevli Mahkeme
Ticaret Kanunu hükümleri uyarınca sorumluluk sigortalarında, zarar görenin, doğrudan zarar verenin sigortasına başvurma hakkı bulunmaktadır. Örneğin, iki aracın karıştığı trafik kazasında zarar gören veya mirasçıları, kazada kusurlu bulunan diğer sürücünün mali mesuliyet sigortacısına doğrudan başvurarak zararlarının tazminini isteyebilir. Bu durumda zarar gören veya mirasçıları ile sigorta arasındaki uyuşmazlık ticari nitelikte bir uyuşmazlık olur. Çünkü zarar görenin, zarar verenin sigortacısına doğrudan başvuru hakkı, aralarındaki bir sözleşmeye değil, Ticaret Kanunu hükümlerine dayanır. Bu durumda görevli mahkeme asliye ticaret mahkemesi olur.
Trafik kazası tazminatının doğrudan zarar verenin sigortasından talep edilmesinde usul;
- Karayolları Trafik Kanunu uyarınca öncelikle sigorta şirketine yazılı başvuru,
- Sigorta şirketinin, ödeme talebini reddi, kısmen reddi veya 15 gün içerisinde talebe cevap vermemesi halinde dava şartı arabuluculuğa başvuru,
- Uyuşmazlığın arabuluculukta çözülmemesi halinde ise ticaret mahkemesinde maddi tazminat davası açılmasıdır.
Davanın sigorta şirketine başvuru yapılmadan açılması halinde mahkemece bu eksikliğin tamamlanması için kesin süre verilir. Davanın arabuluculuğa başvuru yapılmadan açılması halinde ise dava usulden reddedilir.
Mersin Sigorta Hukuku Avukatı Desteği için
Sorumluluk Sigortası İle Birlikte Zarar Verene Dava Açılması
Uygulamada, sorumluluk sigortasının varlığı halinde tazminat davası, hem sigorta şirketi hem de zarar verene karşı birlikte yöneltilir. Örneğin trafik kazası sonucunda destekten yoksun kalma tazminatı davasının hem kusurlu sürücüye hem de onun sigortacısına karşı açılması gibi. Bununla birlikte malpraktis nedeniyle tazminat davaları da hem yanlış tedavi uygulayan hekime hem de hekimin mesleki sorumluluk sigortacısına karşı açılabilir. Bu durumda bu kişiler arasında ihtiyari dava arkadaşlığı mevcut olur ve görevli mahkeme ise dava yığılması uygulamasına göre tespit edilir.
Trafik Kazası Tazminatında Görevli Mahkeme
Trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat davasının sadece kusurlu sürücüye yöneltilmesi halinde, dava haksız fiil hükümlerine dayanacağından bu davada asliye hukuk mahkemesi görevli olur. Bu durumda arabulucuya başvuru bir dava şartı olmayıp, ihtiyari arabuluculuk yoluna gidilebilir. Yani böyle bir davada arabulucuya başvuru zorunlu değildir. Ancak dava hem sigorta şirketine hem de kusurlu sürücü veya araç işletene karşı açılacaksa, öncelikle sigorta şirketine başvuru ve sigorta açısından arabuluculuk sürecinin işletilmesi gerekir. Sigorta şirketine karşı arabuluculuk süreci tüketildikten sonra hem kusurlu sürücüye hem de sigortaya yöneltilecek tazminat davasının asliye ticaret mahkemesinde açılması gerekir. Her ne kadar sürücüye karşı açılacak davada asliye hukuk mahkemesi görevliyse de, diğer davalıya karşı açılacak davada görevli olan ticaret mahkemesi ihtisas mahkemesi olduğundan, her iki davalıya açılan dava ihtisas mahkemesinde görülür.
Malpraktis Nedeniyle Tazminat Davasında Görevli Mahkeme
Malpraktis davalarında doktor ile hasta arasındaki ilişkinin vekâlet ilişkisi olduğu kabul edilir. Bu uyuşmazlıklar tüketici hukuku uyuşmazlığı olarak nitelenir. Tüketici hukuku uyuşmazlıklarında da arabulucuya başvuru bir dava şartıdır. Doktor veya hastaneye karşı malpraktis nedeniyle açılacak tazminat davalarında görevli mahkeme de tüketici mahkemesidir. Hekim ile hasta arasında vekalet ilişkisinin kurulmadığı ve yanlış tedavinin ölüm veya yaralama gibi haksız fiil oluşturduğu durumlarda ise asliye hukuk mahkemesi görevli olur.
Doktorun mesleki sorumluluk sigortası varsa, yanlış tedavi uygulanan hasta, doğrudan sigorta şirketinden tazminat talebinde bulunabilir. Yine sadece sigortacıya karşı açılacak tazminat davasında görevli mahkeme asliye ticaret mahkemesi olur ve dava öncesinde arabuluculuk sürecine başvurulması gerekir. Ancak hem doktora (veya hastaneye) hem sigortasına birlikte tazminat davası açılacaksa, öncelikle her ikisine karşı zorunlu arabuluculuk sürecinin tüketilmesi gerekir. Sonrasında hekim ile birlikte sigorta şirketine açılacak davanın ise tüketici mahkemesinde açılması gerekir. Çünkü hekime karşı açılacak davada görevli olan tüketici mahkemesi de, sadece sigortaya karşı açılacak davada görevli olan ticaret mahkemesi de ihtisas mahkemesi olsa da, TKHK hükümleri uyarınca tüketici mahkemesine öncelik verilir.
6502 sayılı TKHK’nın 73. maddesi uyarınca tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğacak uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemesi görevli kılınmıştır. Bunun yanında Kanun’un 83. maddesinde de taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenlenme olmasının, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceği belirtilmiştir.
(Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2019/1979 E, 2020/6133 K, 26.10.2020 T)
Sigortalı ile Sigortacı Arasında Poliçeden Kaynaklanan Davalarda Görevli Mahkeme
Sigortalı ile sigorta şirketi arasında, sigorta poliçesinden kaynaklanan uyuşmazlıkların hukuki niteliği ve görevli mahkemenin belirlenmesinde sigortanın konusu önem taşır. Kişinin, mesleği ve ticari faaliyeti ile ilgili olmayan sigortalarda tüketici ilişkisi söz konusu olur. Kişisel amaçlı kullanılan araç sigortası, konut sigortası, sağlık sigortası, hastalık veya emeklilik sigortalarında sigortalı tüketici konumundadır. Bu nedenle bu tür sigortalarda sigortalı ile sigorta şirketi arasındaki davalar zorunlu arabuluculuğa tabi olur ve tüketici mahkemelerinde görülür.
6502 sayılı TKHK’nın 73. maddesi uyarınca tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğacak uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemesi görevli kılınmıştır. Bunun yanında Kanun’un 83. maddesinde de taraflardan birinin tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olmasının, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanun’un görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceği belirtilmiştir.
Davacı ile davalı sigorta şirketi arasında kurulan kasko sigorta poliçesine ilişkin sözleşmenin 6502 sayılı TKHK’nın 3. maddesi anlamında bir tüketici işlemi olduğu, davacının somut olayda aracını kiraya vermiş olsa dahi TTK’nun 11. ve 12. maddeleri anlamında ticari işletme yürütmediği ve tacir olmadığı, görevli mahkemenin Tüketici Mahkemesi olduğu, mahkemece tarafların iddia ve savunmalarına göre davanın esasına girilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken Ticaret Mahkemesi’nin görevli olduğu gerekçesi ile davanın görevsizlik nedeni ile usulden reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
(Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2015/7027 E, 2015/10725 K, 15.10.2015 T)
Ancak sigortanın konusu, sigortalının mesleki ve ticari faaliyetiyle ilgili riskler ise bu durumda uyuşmazlık ticari nitelikte olur, arabulucuya başvuru yine zorunlu olur ve dava asliye ticaret mahkemesinde görülür.
Sigortanın Halefiyet Hükümleri Uyarınca Rücu Halinde Görevli Mahkeme
Sigorta konusu riskin gerçekleşmesi halinde sigortalısına ödeme yapan sigorta şirketinin, zararın ortaya çıkmasında kusurlu bulunan üçüncü kişiye rücu etme hakkı vardır. Sigorta şirketi bu durumda, halefiyet hükümleri uyarınca sigortalısının yerine geçerek üçüncü kişiden tazminat talep edebilir. Bu durumda uyuşmazlığın niteliği ve davada görevli mahkeme, sigortalı ile üçüncü kişi arasındaki hukuki ilişkiye göre belirlenir. Sigortalı ile üçüncü kişi arasında tüketici ilişkisi varsa sigorta şirketi ile üçüncü kişi arasındaki uyuşmazlık tüketici uyuşmazlığı, ticari ilişki varsa sigorta ile üçüncü kişi arasındaki uyuşmazlık da ticari nitelikte olur. Her iki durumda da uyuşmazlık zorunlu arabuluculuğa tabi olur. Ancak üçüncü kişinin sigortalıya karşı eylemi haksız fiil niteliğinde ise sigortanın açacağı rücu davasında asliye hukuk mahkemesi görevli olur. Bu durumda dava şartı arabuluculuk söz konusu olmaz. Sigortalı ile üçüncü kişi arasındaki ilişki kira hukukundan kaynaklıyorsa, sigorta şirketi ile üçüncü kişi arasındaki tazminat davasında sulh hukuk mahkemesi görevli olur ve yine arabulucuya başvuru zorunlu olmaz.
Sigorta Şirketinin Sigortalıya Rücuen Tazminat Davasında Görevli Mahkeme
Sigorta şirketi, sigortalısının neden olduğu bir zarardan dolayı üçüncü kişiye ödeme yapmak zorunda kalırsa, kendi sigortalısına rücu edebilir. Örneğin alkollü araç kullanan sigortalının karıştığı trafik kazasında sigorta şirketi, zarar görene yaptığı ödemeyi kusuru oranında kendi sigortalısından isteyebilir. Bu durumda rücuen tazminat davası sigorta şirketi ile sigortalı arasındaki tüketici ilişkine dayanacağından görevli mahkeme tüketici mahkemesi ve arabulucuya başvuru zorunlu olur.
Somut olayda, davacı vekilinin, davalının aracının davacı tarafından zorunlu mali mesuliyet sigortası ile sigortalandığı, davalının ehliyeti bulunmadığı halde aracı kullanırken kaza yaptığı, bu nedenle, karşı tarafın zararının şirketlerince ödendiğini ileri sürerek ödenen zararın davalıdan tahsili istemiyle dava açtığı ve dava tarihi olan 25.7.2014 tarihi itibariyle, yürürlüğe girmiş olan, 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun 3, 73/1 ve 83/2 maddeleri uyarınca davaya bakma görevinin tüketici mahkemelerine ait olduğu nazara alındığında, uyuşmazlığın tüketici mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekir.
(Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2016/3520 E, 2016/5331 K, 10.05.2016 T)
Ancak yine sigorta sözleşmesinin konusunu sigortalının mesleki veya ticari faaliyeti oluşturuyorsa taraflar arasındaki ilişki ticari nitelikte olacağından görevli mahkeme ticaret mahkemesi olur. Bu durumda da arabulucuya başvuru bir dava şartı olarak değerlendirilir.
Sigorta Avukatı Desteğinin Önemi
Görüldüğü üzere sigorta hukuku davalarında görevli mahkeme ve zorunlu arabuluculuk konusu dahi karmaşık ve teknik hukuk bilgisi gerektiren konulardır. Bununla birlikte uyuşmazlığın esası, sigortalının ve zarar gören üçüncü kişinin sigortaya karşı hakları, poliçe kapsamının ve sigorta davalarında delillerin değerlendirilmesi de mutlaka iyi bir sigorta avukatının desteğini gerektirir. Aksi halde büyük hak kayıplarının yaşanması kaçınılmazdır.
Gaziantep sigorta avukatı olarak hizmet veren avukatlık büromuza, trafik kazası tazminatı, destekten yoksun kalma, hayat sigortası, hastalık veya sağlık sigortası, mesleki sorumluluk sigortası ve her türlü sigorta ilişkisinden kaynaklanan sigorta davalarında avukat desteği için ulaşabilirsiniz.